Evrimi Anlamak kapsamlı ve anlaşılır evrim rehberiniz!

A5:Evrimin doğayı koruma çalışmalarındaki rolü

Git ve: kullan, ara


Karar vakti geldi! Doğa korumaya harcadığınız her bir kuruşun en iyi karşılığını almak istiyorsanız evrime başvurun

Koruma için kullanılabilen kaynaklar sınırlı olduğundan, doğa koruma yetkilileri ister istemez zor bir karar vermek zorundalar: Acaba hangi ekosistemleri korumaya almalıyız? Söz konusu ekosistemlerin içerdiği canlıların evrimsel tarihlerini incelemek, azami biyoçeşitliliği koruyacak kararlar almamıza yardımcı olur.

Koruma çabalarınızda nereleri hedefleyeceğinize nasıl karar verirsiniz?

Kimi tahminlere göre biyoçeşitliliği öyle bir hızda kaybediyoruz ki, gelecek yüz yıl içinde yerküredeki canlı türlerinin sayısı yarıya inmiş olacak*. Bu yok oluş sürecini yavaşlatmak için çok sayıda sebep mevcut, ama bir yandan da şurası kesin: Ne kadar uğraşırsak uğraşalım, her şeyi kurtarmamız imkansız. Çabalarımızı hangi tür ve yaşam alanları üzerinde yoğunlaştıracağımıza karar vermek durumundayız - evrimsel tarih de bize bu zor kararları verirken yardımcı olabilir.

“Kurtarılmış” bir tür, eğer doğal yaşam alanı yok olmuşsa pek de kurtarılmış sayılmaz. Bu nedenle koruma çabaları, içerdikleri türlerle birlikte ekosistemleri bir bütün olarak korumaya yönelmiştir. Ama hangi ekosistemleri koruyacağımıza nasıl karar vereceğiz? Kararlar alınırken çok sayıda nokta göz önüne alınsa da, birçok bilim insanı en fazla biyoçeşitliliğe sahip ekosistemlere öncelik vermek gerektiğini savunurlar. İşte bu noktada soyoluş bilimi (filogenetik) bize kullanışlı bir biyoçeşitlilik ölçüsü sunar. Soyoluş biliminin koruma çabalarına nasıl yardımcı olduğunu aşağıdaki örnekle tasvir edeceğiz. Ülkedeki nehir yaşamını korumayı amaçlayan bir hükümet hayal edelim - ve bu hükümetin ülkedeki (aşağıda A, B ve C ile gösterilen) 3 nehir yatağından yalnızca birini korumaya alabilecek kaynağı olduğunu farz edelim. Bu yataklardan hangisinin seçileceğine karar vermek üzere yörede yaşayan bir biyologa görev veriliyor.

09 side02A river-basinorangeweb.gif 09 Side02B river-basinswhiteweb.gif 09 Side02C river-basinsblue.gif

Biyologumuz, her bir nehir yatağında -başka canlıların yanı sıra- dört akraba balık türü olduğunu keşfediyor ve bu balık dalının soyoluşunu çıkarıyor.

09 Side03 rivercladeweb.gif

Bu soyoluşta, her dalın dikey uzunluğu o soyda gerçekleşen evrimsel değişim miktarını gösteriyor. A nehir yatağından gelen dört tür birbirlerine çok yakınlar, yani aralarında çok az evrimsel farklılaşma yaşanmış. Öte yandan B nehir yatağı, ağacın B dalındaki kolların uzunluğundan da anlaşılabileceği üzere, kendi aralarında daha çok farklılaşmış balıklara ev sahipliği yapıyor. C nehir yatağı ise birbiriyle epey uzaktan akraba ve farklı yönlerde evrilmiş balıkların mekanı.

Bu bilgiler ışığında biyologumuz, barındırdığı türler açısından en fazla çeşitlilik gösteren C nehrini korumaya almayı önerebilir. Ama elbette gerçek hayatta daha birçok nokta göz önüne alınacaktır: Nehir yatağındaki başka canlıların durumları, söz konusu türlerin dağılımlarının yerel mi yaygın mı olduğu, bölgenin ekonomik değeri gibi. Her halükarda bu örnekte görüldüğü üzere, bir bölgedeki türlerin toplam sayısına kıyasla evrimsel tarih, biyoçeşitlilik için çok daha anlamlı bir ölçü görevi görür; böylece koruma faaliyetlerinin genetik, biçimsel (morfolojik), ekolojik çeşitliliği muhafaza etmesine yardım eder.

*Stuart Pimm, Zimmer, 2001

yazdırılabilir görünüm