Evrimi Anlamak kapsamlı ve anlaşılır evrim rehberiniz!

P1:evrim tarihi 3 2

Git ve: kullan, ara
History marquee3.jpg


1800 Öncesi1800'ler1900'lerden Günümüze


Erken Dönem Evrim Kavramları: Jean Baptiste Lamarck

Lamarck.jpg

Türlerin zaman içerisinde yeni türlere değiştiğini, bugün söylediğimiz gibi evrildiğini, ilk öneren doğa bilimci Darwin değildi. 18. yüzyılda Buffon ve diğer doğa bilimciler yaşamın yaradılıştan beri sabit kalmamış olabileceği fikrini öne sürmeye başlamışlardı. 1700’lerin sonuna doğru paleontologlar Avrupa’nın fosil koleksiyonunu arttırmışlar, geçmişin “değişmeyen doğa” fikrinin karşısında bir görüş ortaya çıkarmışlardı. 1801 yılında, Jean-Baptiste Lamarck (asıl adı Jean Baptiste Pierre Antoine de Monet, Chevalier de Lamarck) adında Fransız doğa bilimci kavramsal olarak büyük bir adım atmış ve evrim kuramını bir bütün halinde önermiştir.

Lamarck bilimsel kariyerine botanikçi olarak başladı. Ancak 1793 yılında the Musee National d'Histoire Naturelle (Ulusal Doğa Tarihi Müzesi) kurucu profesörlerinden biri oldu ve omurgasızlar üzerine bir uzman olarak çalışmaya başladı. Solucanlar-kurtçuklar, örümcekler, yumuşakçalar ve diğer kemiksiz varlıklar üzerine yaptığı sınıflandırma çalışmaları zamanının çok ilerisindeydi.

Lamarck, uzun boyunlu zürafaların daha yüksekteki yapraklara yetişmeye çalışan zürafa soylarından evrildiğine inanıyordu.

Kullanma ya da kullanmama yoluyla değişim

Lamarck incelediği birçok hayvan arasındaki benzerliklere çok şaşırmış ve geniş fosil kayıtlarından da etkilenmişti. Bulguları Lamarck’a yaşamın sabit olmadığı fikrini savunmaya yöneltti. Çevre şartları değiştiğinde, organizmalar sağ kalabilmek için davranışlarını değiştirmek zorunda kalıyorlardı. Eğer organizma bir organını geçmişte kullandığından daha fazla kullanmaya başlarsa, bu durum organın kalıcılığını da arttıracaktır. Örnek olarak, eğer bir zürafa yapraklara ulaşmak için boynunu uzatırsa, ”sinir sıvısı” boynuna akacak ve boynu uzayacaktır. Sonraki gelen nesil uzun boyun özelliğini kalıtımsal olarak alacak ve devam eden nesiller boyunca yapraklara uzanmalarla birlikte boyun da uzamaya devam edecektir. Bu arada da organizmanın kullanmadığı organlar küçülmeye başlayacaktır.

Daha çok karmaşıklığa sürüklenen organizmalar

Günümüzde Lamarck’ın ünlü olduğu bu tür bir evrim, Lamarck’ın önerdiği iki tür mekanizmadan biriydi. Organizmalar çevrelerine uyarlanırken doğa da acımasız bir şekilde organizmaları basit yapılardan daha karmaşık yapılara doğru yönlendirir. Buffon’da olduğu gibi, Lamarck’ta yaşamın anlık ortaya çıkan nesiller yoluyla başlamış olduğunu düşünüyordu. Ancak yeni ilkel yaşam formlarının da yaşamın tarihi boyunca ortaya çıkmaya devam ettiğini öne sürdü. Bugünün mikropları da sadece ortaya çıkmaya devam eden canlıların yeni üyeleriydi.

Lamarck, organizmaların basitten artan karmaşık biçimlere doğru ilerlediğini öne sürdü.

Doğal süreçlerle evrim

Lamarck, Cuvier ve zamanının birçok doğa bilimcisi tarafından alay konusu oldu ve saldırıya uğradı. Lamarck’a bilimsel temellerde sorular yöneltirlerken, birçoğu Lamarck’ın çalışmalarının teolojik uygulamalarından da rahatsız olmuşlardı. Lamarck, yaşamın şimdiki biçimini, mucizevî müdahalelerle değil doğal süreçler yoluyla aldığını öneriyordu. Özellikle doğal teolojiyle yoğrulmuş İngiliz doğa bilimciler için bu korkunç bir durumdu. Onlara göre doğa tanrının iyiliksever tasarımının dünyadaki bir yansımasıydı. Onların gözünde Lamarck şu şekilde iddia ediyordu; her şey kör bir şekilde çalışan temel güçlerin sonucuydu. Bilimsel topluluğun kendisinden uzak durduğu Lamarck, 1829 yılında yoksul ve unutulmuş bir şekilde öldü. Ancak evrim kavramı Lamarck ile birlikte ölmedi. 1820’li yıllarda Fransız doğa bilimci Geoffroy St. Hilaire evrimsel değişimin diğer bir türünün savunucusu olurken, İngiliz yazar Robert Chambers 1844 yılında yazdığı ‘Vestiges of a Natural Creation’ adlı eseriyle evrim üzerine en çok satan eserlerden birini yayımladı. 1859 yılında da Charles Darwin, ‘Türlerin Kökeni’ adlı eserini yayınlayacaktı.

Differences.png

Darwin’den farklı olarak

Darwin’in temel savunması birçok açıdan Lamarck’ın savunmasından çok farklıydı. Darwin yaşamın tarihi boyunca artan bir şekilde devam eden karmaşıklık fikrini kabul etmiyordu. Nesiller boyunca süren çevre koşullarına uyarlanma sonucu karmaşıklığın evrildiğini öne sürüyordu. Aynı zamanda türlerin yeni türlere dönüşmek yerine tümden yok da olabileceklerini önerdi. Ancak bununla birlikte Darwin, evrime kanıt olarak Lamarck’ın kanıtlarını kabul ediyordu (körelmiş yapılar ya da yapay seçilim gibi). Ve Darwin yanlış bir şekilde, bir organizmanın sonradan (yaşam süresince) kazandığı değişikliklerin yavruya aktarılabileceğini kabul etmişti.

1800’ler boyunca bilim insanları kalıtımın nasıl çalıştığını çözemediklerinden, Lamarck’ın kalıtım düşüncesi geniş oranda popülerliğini sürdürdü. Genlerin keşfi ile de bu fikir büyük oranda terk edildi. Ancak Lamarck, Darwin’in tanımladığı şekliyle “ününü hak eden bu doğa bilimci”, evrimsel değişimi ilk kez tasarlayarak biyoloji tarihindeki temel kişilerden biri haline geldi.

Önceki
Türlerin Yok Oluşu: Georges Cuvier


Daha fazlasını keşfet!
Olgular ve Lamarck’ın (ing.) kurgusunu okuyabilirsiniz.
Sonraki
Gelişimsel Benzerlikler: Karl von Baer

Lamarck resmi için, Dennis O'Neil, Palomar College izin alınmıştır.

yazdırılabilir görünüm