Arama | Sözlükçe | Anasayfa |
P1:evrim tarihi 3 7
Doğal seçilim: Charles Darwin & Alfred Russel Wallace1859 yılında “Türlerin Kökeni”ni yayımlayarak aniden tüm biyolojiyi ters düz eden Darwin’in (solda) dehası bazen yanlış anlamalara neden olabilir. Evrim kuramının, bilim tarihinden bir katkı almadan, doğrudan Darwin’in aklından birdenbire bir bütün olarak çıktığı sanılabilir. Ancak daha önce anlattığımız tarihsel bölümlerde de görüldüğü üzere, Darwin’in kuramı için gerekli ham madde on yıllardır bilinmekteydi. Yerbilimciler ve paleontologlar yerküre üzerinde yaşamın çok uzun süredir var olduğunu, zaman içerisinde değiştiğini ve birçok türün de yok olduğunu ortaya koymuşlardı. Aynı zamanda, 1800’lerin başlarında, yaşayan hayvanları çalışan embriyolog ve doğa bilimciler bazen farkında olmayarak da olsa Darwin’in kuramının kanıtlarının önemli bir kısmını ortaya çıkarmışlardı.
Evrim üzerine Darwin öncesi fikirlerBu noktada Darwin’in dehası; bütün bu kanıtları kullanarak, türlerin ortak bir atadan nasıl evrildiği üzerine mantıklı bir mekanizma önerebilmesinde yatar. Lamarck ve diğerleri, kendi evrimsel kuramları ile yaşamın nasıl değiştiğini açıklamaya çalışmışlardır ancak birçok noktada spekülasyona bağımlı kalmışlardır. Tipik olarak, evrimin bazı çok uzun süreli eğilimler yoluyla yönlendirildiğini iddia etmişlerdir. Örneğin, Lamarck, yaşamın zaman içerisinde tek hücreli basit biçimlerden karmaşık olanlara doğru yükselmek için çabaladığını düşünüyordu. Birçok Alman biyolog, embriyonun rahimdeki gelişmesinde olduğu gibi, yaşamın da önceden belirlenmiş kurallar doğrultusunda evrildiğini düşünüyorlardı. Ancak 1800’lerin ortalarında Darwin ve yine İngiliz biyolog Wallace, birbirlerinden bağımsız olarak yaşamın değişiminin doğal ve gözlemlenebilir bir açıklamasını yaptılar. Darwin’in doğal seçilim adını verdiği süreçti bu.
Popülasyon büyümesinin baskısıİlginç olan ise, Darwin ve Wallace’ın esin kaynaklarını ekonomiden almış olmalarıydı. İngiliz yazar Thomas Malthus 1797 yılında yayımladığı “Essay on the Principle of Population” (Nüfus İlkesi Üzerine Deneme) adlı kitabında popülasyon büyümesinin oluşturduğu baskı nedeniyle, yoksullara yardım amaçlı politikaların başarısızlığa mahkûm olduğunu yazıyordu. Bir ulus birkaç on yıl içerisinde nüfusunu iki katına çıkarabilirdi ama bu da tümünün yoksulluk ve açlığına yol açabilirdi. Darwin ve Wallace, Malthus’un kitabını okuduklarında, her ikisi de, hayvan ve bitkilerin de bu tür bir popülasyon/nüfus baskısına maruz kalabileceğini düşünmüşlerdi. Böcek ve solucanların çoğalarak dünya yüzeyini dizimize kadar doldurması çok zaman gerektirmiyor olmalıydı. Ancak dünya bu veya diğer türler tarafından doldurulmuyordu, çünkü türler tam kapasite ile çoğalamıyorlardı. Birçoğu daha ergin olmadan ölüyordu. Kuraklık, soğuk kışlar ve daha birçok çevresel etmene karşı savunmasızdılar. Bir ulusun olduğu gibi türlerin de besin olanakları sınırsız değildi. Bireyler farkında olmadan olsa da az bir besin kaynağı için birbirleri ile rekabet etmek zorundaydılar.
Kalıtsal özelliklerin seçilimiYaşamak için sürdürülen bu mücadelede sağkalım ve üreyebilmek sadece bir şans meselesi değildi. Darwin ve Wallace şunu fark etmişlerdi; eğer bir hayvan yaşamını sürdürüp başarılı şekilde çiftleşebilecek kalıtsal özelliklere sahipse, diğerlerine göre daha fazla sayıda döl bırakabilirdi. Ortalamada da, bir sonraki nesilde bu kalıtsal özellikler daha yaygın hale gelecektir, daha sonraki nesilde daha da yaygınlaşacaktır.
Darwin ve Wallace benzer kuramlar geliştiriyorlarDarwin 1830’ların sonlarında doğal seçilim üzerine kuramını oluşturmaya başladı ve yirmi yıl boyunca da sessizce üzerinde çalışmaya devam etti. Fikrini topluma sunmadan önce yeterince kanıtı toplamayı istiyordu. O yıllarda da, Güney Amerika ve Asya’nın vahşi yaşamını keşfetmekte olan Wallace’la da kısa yazışmalar yapmıştı. Wallace, Darwin’e çalışmaları için gerekli kuş türlerini sağlamış ve O’ndan da evrim üzerine olan fikirlerini yayımlamada yardım istemeye karar vermişti. 1858 yılında Darwin’e kuramını gönderdiğinde, kendi kuramının neredeyse kopyası ile karşılaşan Darwin çok şaşırmıştı. Charles Lyell ve Joseph Dalton Hooker, Darwin ve Wallace’ın kuramlarını Linnaean Topluluğu’nda sunabilmeleri için 1858’de bir toplantı organize ettiler. Darwin evrim dair temel bir kitap üzerine çalışıyordu ve bu yazdıklarını 1859’da yayımlanan “Türlerin Kökeni”ni geliştirmek için kullandı. Diğer yandan ise Wallace, gezilerine devam ederek biyocoğrafyanın önemi üzerine çalışmalarına yoğunlaştı.
|
|
| | | |
|