Bu sorunu nasıl çözebiliriz? Basitçe, bu vücut büyüklüğünü baz alarak avlanma durumunu durdurarak balıkların yeniden “normal” boyutlarına dönebileceklerini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü, soruna evrimsel bakış açısından bakılınca ortaya farklı bir tablo çıkıyor. Balıklar bir kez küçük vücut büyüklüğüne sahip olacak şekilde evrildikten sonra popülasyonun genetik yapısı değişecektir – küçük boyut genleri daha yaygın olacaktır. Ve bu genler seçilimin ortadan kalkmasıyla yok olmayacaklardır. Evrimsel süreçte popülasyondan kaldırılana kadar varlıklarını devam ettireceklerdir ve bu gerçekten uzun zaman alabilir! David’in dediği gibi, “Avlanmayı durdurduğunuzda doğa, seçilim baskısını tam tersi yöne çevirip olanı çabucak tersine döndürmek gibi bir çaba içine girmeyecektir.”
Daha da kötüsü geriye dönülecek bir “normallik” kalmamış olabilir. Yabanıl popülasyonlarımızı boyutları küçülecek şekilde avladığımız sırada, yaşadıkları habitatı da buna göre değiştirmiş oluyoruz. David balık popülasyonlarının avlanma durduktan sonraki evrimlerinin nasıl olacağını söylemenin zor olduğunu belirtiyor, “çünkü çevrenin kendisi, daha önce balıkların en baştaki hallerine evrilmelerine izin veren şeklinden artık çok fazla farklılaşmış durumda olabilir… (Yani balıklarla birlikte çevre de değişmiştir). Avlanmayla, habitat yok ederek, iklim değişikliğine sebep olarak okyanusları hatırı sayılır şekilde değiştirdik. Evrim oldukça devingen bir süreçtir. Evrimin rotasının değişmesi bin yıllar alan bir şey değildir. Fakat doğal kaynakların korunması işlerini ele alırken, evrimi durağan bir süreç olarak kabul eden yöntemler belirledik; organizmaların karakteristiklerinin sabit olduğunu varsaydık – ve durum öyle değildi.”
